Didim Özgürses Gazetesi | Yaşanılası bir Didim için

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ’NİN ÜNİVERSİTELERİMİZDE YABANCI ÖĞRENCİLERE AYRILAN KONTENJANLARA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ’NİN ÜNİVERSİTELERİMİZDE YABANCI ÖĞRENCİLERE AYRILAN KONTENJANLARA İLİŞKİN  BASIN AÇIKLAMASI

Son yıllarda Türk yükseköğretim sistemine dâhil olan yabancı öğrenci sayısı yüksek oranlarda artmıştır ve hızla artmaya devam etmektedir. Yabancı öğrenci sayısı, 2000-2001 öğretim yılında 16.656 iken 2023 yılı için 200.000 hedefine rağmen, halen 300.000 yabancı öğrenciye evsahipliği yapılmaktadır. (Kaynak: https://ytb.gov.tr/daireler/uluslararasi-ogrenciler/uluslararasi-ogrenci-hareketliligi).

Son beş yılda tüm yükseköğretim kurumlarında (ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora) kayıtlı yabancı öğrenci sayısı:

2018-2019 öğretim yılı: 154.505 (Yeni kayıt olan sayısı: 52.835)

2022-2023 öğretim yılı: 301.694 (Yeni kayıt olan sayısı: 103.498)

Yabancı öğrenci sayısındaki yıllık artış 100.000’e ulaşmıştır.

2022-2023 öğretim yılında Türkiye’ye en fazla yabancı öğrenci gönderen on ülke sıralaması şöyledir:

  1. Suriye (58.213)
  2. Azerbaycan (32.247)
  3. İran (22.632)
  4. Türkmenistan (18.250)
  5. Irak (16.172)
  6. Somali (10.043)
  7. Mısır (9.597)
  8. Afganistan (9.203)
  9. Kazakistan (8.864)
  10. Yemen (8.198)

(Kaynak: https://istatistik.yok.gov.tr/)

2022-2023 öğretim yılında en fazla yabancı öğrencinin öğrenim gördüğü 5 üniversite:

  1. Anadolu Üniversitesi (Devlet) (16.441)
  2. Karabük Üniversitesi (Devlet) (11.908)
  3. İstanbul Üniversitesi (Devlet) (9.938)
  4. Atatürk Üniversitesi (Devlet) (9.164)
  5. İstanbul Medipol Üniversitesi (Vakıf) (7.380)

(Kaynak: file:///C:/Users/Administrator/Downloads/2023_T20%20(5).pdf)

2022-2023 öğretim yılında yabancı öğrencilerin tercih ettiği ilk yedi eğitim alanı:

1, İşletme (20.959)

2. Tıp (12.940)

3. Bilgisayar Mühendisliği (12.195)

4. İnşaat Mühendisliği (7.862)

5. Mimarlık (6.989)

6. Diş Hekimliği (6.823)

7. Elektrik-Elektronik Mühendisliği (6.749)

(file:///C:/Users/Administrator/Downloads/2023_T111%20(3).pdf)

Yabancı öğrencilerin tercih ettiği alanlar, genel olarak da çok tercih edilen alanlar olup, Türk vatandaşı öğrenciler çok zor soruların sorulduğu merkezi sınavdan çok yüksek bir puan alması sayesinde bu alanlardaki bölümlere/programlara kayıt yaptırabilmektedir. Bu alanlar genel olarak, Türk öğrencilerin milyonlarca öğrenci arasından ilk 3.000’e, ilk 5.000’e, ilk 10.000’e girmesi halinde kayıt yaptırabildikleri bölümlerdir.

  • 2022-2023 eğitim öğretim yılı verilerine göre, ülkemizdeki 208 yükseköğretim kurumunda TOPLAM 6.950.142 öğrenci, 184.566 öğretim elemanı bulunmaktadır.

2022-2023 öğretim yılında öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı: 68.84

2022-2023 öğretim yılında öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı: 37.65

2020 Yılı verilerine göre;

OECD Ortalaması: Kamu: 15, Özel: 17

Türkiye: Kamu: 21.7, Özel: 23.3

ABD: Kamu: 14.8, Özel: 11.2

İngiltere: Özel: 13

Almanya: Kamu: 11.1, Özel: 18.2

İtalya: Kamu: 21, Özel: 20

Kaynak OECD Raporu

            Yukarıdaki sayılardan anlaşılacağı üzere; ülkemizde yükseköğretimde öğretim üyesi/öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı, OECD ortalamasına ve diğer pek çok ülkeye kıyasla yüksektir.

İTİRAZ, TALEP VE ÖNERİLERİMİ

  • Türk yükseköğretim kurumlarında yabancı öğrenci sayısının hızla artırılmasına gerekçe/dayanak olarak kullanılan, özellikle son yıllarda ülkemizdeki tüm yükseköğretimi şekillendirmekte olan “yükseköğretimde uluslararasılaşma” kavramı, muğlaktır; hukuki dayanaktan yoksundur!
  • Türkiye’nin ne uluslararası hukuk ne de ulusal hukuk bakımından, “yükseköğretimde uluslararasılaşma”yı sağlama ve yabancı öğrenci sayısını hızla/makul olmayacak ölçüde artırma yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Anayasamızın “Egemenlik” başlıklı 6. madde hükmüne göre, “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz

  • Türkiye’de    YÖK ve genel olarak yükseköğretim kurumları uygulamasında “yükseköğretimde uluslararasılaşma” ile anlaşılan, yabancı öğrenci sayısının makul olmayan ölçüde ve sonuçları düşünülmeksizin hızla artırılmasıdır.Uygulamada yükseköğretimde yabancı öğrenci sayısının hızla artırılması hedefine adeta kilitlenilmiş olup, eğitimde, bilimsel araştırma ve çalışmalarda KALİTENİN artırılması amacından/hedefinden neredeyse söz dahi edilmemektedir.
  • 2019 yılında YÖK, üniversitelerdeki program kontenjanlarının en fazla %50’si oranında yurt dışından öğrenci kabul edilmesine ilişkin sınırlamayı –tıp ve diş hekimliği programları bakımından bazı istisnai şartlarla- kaldırmıştır.

(Kaynak: https://basin.yok.gov.tr/AciklamaBelgeleri/2019/YOK_ten_yabanci_kontenjani_mujdesi.pdf)Bunun sonucu olarak, yükseköğretimde Türk öğrenciden bile daha fazla yabancı öğrenci alınmasının yolu açılmıştır. Türk öğrencilerimiz için kontenjan uygulanırken, yabancı öğrenciler için sınırlama kaldırılmıştır.

  • Yükseköğretim kurumları yabancı öğrencileri, ya çok basit soruların sorulduğu, YÖK’ün ya da kendilerinin düzenlediği sınav yani Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ile ya da sınavsız olarak, yani diploma notlarına göre almaktadır.

Yabancı öğrencilerin ülkemizi tercih etmelerinden onur duyulabilir.Ancak uygulamada “uluslararasılaşma” kavramı bahane edilerek, özellikle belli ülke vatandaşları, üstelik neredeyse Türk öğrencilere tanınan kontenjana eşit hatta onu aşar şekilde ve kolaylıkla üniversitelere öğrenci olarak alınmıştır.

Türkiye’de öğrenim gören yabancı öğrencilerin çoğunluğu ABD’den ve Avrupa’dan değil, Asya’nın, Afrika’nın çeşitli ülkelerinden gelmektedir. Türk üniversitelerinin “uluslararasılaşması”ndan çok “Asya-Afrikalılaştığı ve yabancılaştığı”ndan söz edilebilir.

Üniversite harçlarının çok yüksek olduğu ABD ve İngiltere’ye eğitim için giden öğrencilerin büyük çoğunluğu, eğitim dâhil masraflarını, kendi imkanlarıyla veya kendi ülkelerinden aldıkları burslarla karşılamaktayken, Türk üniversitelerinde okuyan yabancı öğrencilerin pek çoğu, devletimiz tarafından verilen burslarla eğitimini sürdürmektedir.

Bu bağlamda, “Türkiye Bursları” programından yararlanan yabancı öğrencilere, üniversite ve bölüm yerleştirmesi yapılmakta, öğrencinin üniversite öğrenim harçları karşılanmakta, bir senelik Türkçe dil eğitimi imkânı, barınma imkânını sağlanmakta, Türkiye’ye geliş ile dönerken uçak bileti bir defaya mahsus olmak üzere karşılanmakta, sağlık sigortası ile yaygın sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanmakta ve tüm bu olanakların yanında, lisans düzeyinde 1.700 TL; yüksek lisans düzeyinde 2.400 TL; doktora düzeyinde ise 3.000 TL aylık burs verilmektedir. Türkiye bursları, dünyanın en kapsamlı burs programı olarak kabul görmektedir.

(Kaynak: https://www.turkiyeburslari.gov.tr)

Böylece, yabancı öğrencilerden gelir sağlanamaması bir yana, bu tür burslardan yararlanan yabancı öğrencilerin masrafları büyük ölçüde Türk vatandaşlarının ödediği vergilerle /kamu kaynaklarıyla karşılanmaktadır.

Oysa örneğin, ABD’nin 2014-2015 yılında yabancı öğrencilerden elde ettiği yıllık gelir 30.8 milyar dolardır (https://ytb.gov.tr/daireler/uluslararasi-ogrenciler/uluslararasi-ogrenci-hareketliligi) iken,

  • Türkiye’de devlet üniversitelerine kayıt yaptıran yabancı öğrencilerden kayıt ücreti olarak komik denecek rakamlar alınmaktadır. Yıllık 15.000-100.000 TL vererek istedikleri fakültenin diplomasını edinmeleri mümkün olabilmektedir.

(Kaynak:https://deyos.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2023/07/2023-2024_Lisans_Programlari_Kosullari.pdf).

Türkiye’de yabancı öğrencilerin devlet üniversitelerine ödediği öğrenim ücretleri çok düşük olup, yabancı öğrencinin, örneğin Türkiye burslusu olması durumunda, bunu da yabancı öğrenci değil, Türk vatandaşlarının ödediği vergilerden/kamu kaynaklarından karşılanmaktadır.

  • Kontenjanların belirlenmesi sürecine, üniversitelerin/fakültelerin ve ilgili diğer birimlerin katılımı/görüşü gereği gibi alınmamaktadır/belirleyici olmamaktadır.
  • Türk vatandaşı çocuklarımız, yıllarca sınav stresiyle çocukluklarını, gençliklerini bile yaşayamadan, okul, kurs ve dershane üçgeninde mekik dokuyup emek harcayıp, ter dökmektedir. Aileler; çocuklarına, iyi bir eğitimle iyi bir bölümü kazanıp, iyi bir gelecek hazırlamak için tüm birikimlerini harcamaktadır. Çocuklarımız, istedikleri bölüme girmek için zorlu bir merkezi sınavdan geçmekte, çoğu, zaman sınavdan aldıkları puanları yeterli olmadığından, istemedikleri bölümlere kayıt olmak zorunda kalmaktadırlar. Yabancı öğrencilerin, çok basit bir sınavla veya sınavsız/diploma notuyla, çok az bir eğitim ücreti ödeyerek veya tüm ihtiyaçları Türk devleti tarafından karşılanarak istediği üniversiteye/bölüme girebilmeleri; çocuklarımızı kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürmektedir.Bu durum hukuka uygun olmadığı gibi, adil ve makul değildir. Kabul edilemez.
  • Yükseköğretim, yabancı öğrenci sayısının kontrolsüz ve yükseköğretim sisteminin taşıyamayacağı sayılarda artırılması ile değil, eğitimin kalitesini, bilime katkıyı artırarak, sadece niceliğe/sayıya değil, kaliteye odaklanarak, yurt dışındakiüniversitelerle işbirliği/ortak projeler yaparak, değişim programlarıyla Türk öğrencilerin/öğretim elemanlarının yurt dışındaki üniversitelere gönderilmesiyle uluslararası platforma açılır/gelişir. Bunun için yeterli ve yetkin öğretim kadrosuna, araştırma ve geliştirme yapacak üniversite bütçesine ihtiyaç bulunmaktadır.
  • Ülkemizde yükseköğretim kurumlarımızın yılda 30-40 bin artışla 2023 yılı itibarıyla 300.000’e varan ve sayının artışının devam etmesi hedeflenen/hızla artması devam eden bu kadar yüksek sayıda yabancı öğrenciye eğitim vermesi, bu yükün taşınması mümkün değildir.

     *        Kaynaklarımız, yabancı öğrencilere değil, öncelikle eğitime, Türk akademisyenlerin yetiştirilmesine/geliştirilmesine ve Türk öğrencilerin gereği gibi eğitim alması için kullanılmalıdır.

  • Türk öğrencilerin de yabancı yükseköğretim kurumlarında eğitim almaları için gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.
  • Ellerinde Türkçe bildiklerine dair belge olmasına rağmen, üniversite eğitimi alacak derecede Türkçe bilmeyen çoğu yabancı öğrenci, ders içeriklerini tam olarak anlayamamakta, zaman zaman okulda disiplinsiz davranışlar göstermektedir. Yükseköğretimde bu uygulamanın devamı, yükseköğretimin öğrenci dokusunun/yapısının/kültürünün/demografik özelliklerinin de olağanüstü ve olumsuz yönde değişmesine yol açmaktadır. Bu durum; Türk öğrencilerin iyi bir eğitim almasını engellemekte, eğitim kalitesinin seviyesinin düşmesine sebep olmaktadır.
  • Farklı hukuk/eğitim sistemlerinde yetişerek ülkemize gelen yabancı öğrenciler, uyum sorunu yaşayabilmekte, örneğin ülkesinde yürürlükte olan Şeri hukuk sistemine göre eğitim alan bir lisans üstü programda kayıtlı yabancı öğrenci, İŞİD’in hukuken bir devlet olduğunu ısrarla savunabilmekte, bu ve bunun gibi pek çok örneğin yaşandığı ortamda, Türk öğrencilerin de gereği gibi eğitim alması olumsuz olarak etkilenebilmektedir.
  • Lisansüstü eğitimde öğretim üyeleri çok sayıda öğrencinin tez danışmanlığını üstlenmek durumunda kaldığından, tez danışmanı bulmakta zorlanılmakta ve bazı öğrenciler tez yazmak istediği alanı sırf bu nedenle değiştirmek durumunda kalabilmektedir.
  • Lisansüstü eğitim sürecinde ders aşamasını geçebilen yabancı öğrencilerin tez hazırlama süreci de çoğunlukla zorlukla ilerlemekte, bazıları tezlerini tamamlayamamakta, tamamlayanlar da tez danışmanları bakımından çok ağır iş yüküne yol açmaktadır.
  • Eğitime yeterli bütçe ayırmadan, yeterli öğretim üyesi yetişmesi için gerekli zemini hazırlamadan, yükseköğretim kurumlarına ayrılan kaynakları artırmadan, tüm yükseköğretim kademelerinde (ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora) izlenen/hedeflenen, Türk ve yabancı öğrenci sayısının artırılması strateji, eğitimin kalitesini düşürmekte ve yükseköğretim kurumlarının niteliğinden uzaklaşarak yüksek liseye dönüşmesine yol açmaktadır.
  • Mezun olan yabancı uyruklu öğrencilere ülkemizde çalışma imkânının da tanınması ihtimalinde, Türk vatandaşı öğrencilerimiz/mezunlarımız bir kere daha mağdur olacaklar, onların mezun oldukları alanda çalışma imkânları haksız yere sınırlanacaktır.
  • Derneğimizin işbu basın açıklaması kesinlikle, yabancı/göçmen karşıtlığı olarak yorumlanmamalıdır. Amacımız yabancıları ötekileştirmek değildir. Ancak Türkiye’nin kaynakları sınırlı olup, öncelikler belirlemesi zorunludur ve imkânlarını öncelikle kendi vatandaşları için kullanmak istemesi gayet normaldir. Diğer devletler de kaynaklarını öncelikle kendi vatandaşları için kullanmaktadırlar ve bu onların en doğal hakkıdır.
  • Türkiye Bursları Programı’nın yabancı öğrencileri üniversitelere yerleştirme yetkisine son verilmelidir.
  • Ulusal Eğitim Derneği olarak; yetkililerin, yabancı öğrencilerle ilgili bu uygulamadan vazgeçmelerini, yabancı öğrenci kontenjanlarını makul sayıya/orana göre belirlemelerini talep ediyoruz.
  • Eğitim ülkemizin geleceğine yön veren en önemli konulardan biri olup, iç ve dış politikanın bir aracı değildir.
  • Türk halkı ve özellikle yükseköğretim kurumlarımızda görevli tüm öğretim elemanları örgütlü mücadele içinde Türk yükseköğretimine sahip çıkmalıdır.
  • Ulusal Eğitim Derneği; yükseköğretim kurumlarımızda eğitim kalitesinin düşmesine neden olan, yabancıların sınavsız veya Türk vatandaşı öğrencilerin girdiği merkezi sınavla karşılaştırılamayacak kadar basit bir sınavla yükseköğretim kurumlarımıza yerleşmesini sağlayan, Türk vatandaşı öğrencileri kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş durumuna düşüren, Türk öğrencilere ayrılan kontenjanının büyük çoğunluğu oranında yabancı öğrenci kontenjanının ayrıldığı, Türk öğrencilerinin iyi bir eğitimalmasına engel teşkil eden bu uygulamayı hukuka/mevzuata aykırı/kabul edilemez bulmakta olup yargıya taşıyacaktır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

[1] İşbu basın açıklaması metni, Derneğimiz İzmir Şube Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Münevver Aktaş tarafından hazırlanmış olan metnin, Derneğimiz Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından görüşülerek kabul edilmiş ve kısaltılmış/özet halidir.

 

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ

 








Yorumlar

Yorum yazabilmek için giriş yapın. Henüz kayıt olmadıysanız yeni hesap oluşturun.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap!





Köşe Yazıları

REKLAM ALANI REKLAM ALANI REKLAM ALANI REKLAM ALANI